top of page

Medya Yalanı: Türkiye’ye Gelen Mültecilerin Çoğunu Kadın, Çocuk ve Yaşlılar Oluşturmaktadır

  • Yazarın fotoğrafı: Doğanay
    Doğanay
  • 31 Tem
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 4 Ağu

Bu yalanı bilhassa Suriye iç savaşının ilk yıllarında hükümete yakın medya kuruluşları tarafından sık sık dinledik. Bu medya kuruluşları uzun bir süre ekranlarda sadece kadın, çocuk ve yaşlı mültecileri gösterdiler; zira bu insanların savaşta savunmasız durumda olması halkımızın mültecileri sempatiyle kabullenmesini sağlayacaktı. Lâkin medyanın yarattığı bu algının apaçık bir yalan olduğunu hem resmi rakamlar hem de sokaktaki vaziyet gösteriyor. Resmi rakamlara göre Suriye’den, Afganistan’dan, Pakistan’dan, Irak’tan ve Afrika’dan gelen göçmenlerin büyük çoğunluğu genç erkeklerden müteşekkil. Kayıt altına alınmamış kaçak göçmenlerin de çoğunluğunun bu gruptan olduğunu düşünürsek mülteciler arasındaki genç erkek oranının resmi rakamlarda gösterildiğinden bile daha fazla olduğunu rahatça söyleyebiliriz.


Rakamlar şu hakikati yüzümüze vuruyor: Savaşabilecek durumda olan genç erkekler bizim ülkemize gelmişken bu insanların savunmasız akrabaları, savaşın ve kaosun göbeğinde terk edilmiş. Bir erkeğin ülkesindeki bir savaşa bilfiil katılmamasını ve savaşan taraflardan hiçbirini desteklememesini anlayışla karşılarım. Lâkin kendi annesini, kız kardeşlerini, eşini tehlikeli bir savaşın ortasında bırakıp başka bir ülkeye kaçmasını anlayışla karşılayamam, bilakis çok bencilce bulurum.


Bizim Türkiye Cumhuriyeti olarak göçmen kabul etme koşulumuz nedir? Eğer sadece savaş bölgelerinden gelen insanları kabul ediyorsak Irak, Pakistan, Afrika gibi savaş olmayan yerlerden gelen mültecilerin bizim ülkemizde işi ne? Eğer “Savaş olmasına gerek yok, ekonomisi kötü olan ülkelerden gelen herkese kapımız açık” diyorsak bunun sınırını nasıl çizeceğiz? Eğer ekonomik sebeplerden dolayı gelenlere bile kapımızı açacaksak insanlık uğruna Afrika ve Hindistan’daki milyarlarca insanı Türkiye’ye dolduralım. Kulağa ne hoş geliyor değil mi?


Osmanlı İmparatorluğu çok uluslu bir yapıya sahip olduğu için bir türlü birlik olamadı ve parçalandı. Ardından ülkemiz Cumhuriyetle beraber tek millet kavramına nihayet ulaşmışken bu göçmen politikasıyla beraber yeniden eskiye dönüyoruz, çok uluslu bir ülke yaratıyoruz. Çok uluslu bir hâle gelmek toplumun aynı kimlik ve ülkü etrafında birleşmesini engelliyor, ülkeye aidiyet hissetmeyen özerk topluluklar yaratıyor. Ayrıca çoğunlukla genç bekar erkek grupları olarak gelen bu insanlar suç işlemeye aile sahibi insanlara nazaran daha meyilli oluyorlar. Göçmenler, ekonomik bazı sorunlar için kısa vadeli geçici çözüm olabilseler de göçmen kabul ederek demografimizi ve ekonomimizi ayakta tutma fikri uzun vadede her zaman sıkıntıya sebep verir, zira bu fikir asıl sorunu çözmek yerine ağrı kesici alarak geçici bir rahatlamaya benzer.

Yorumlar


Doğanay

bottom of page